Bathonea Kazılarının 2022 sezonundaki sponsoru olan Mercedes-Benz Türkiye destekleri sayesinde harika bir sezon geçirdik. Detaylara haber linkinden ulaşabilirsiniz.

    Kazı başkanımız Prof. Dr. Şengül Aydıngün, Kazı Başkan Yardımcımız Dr. Ülkü Kara ve Kazı Koordinatörümüz Doç. Dr. Haldun Aydıngün; 27-30 Kasım 2022 tarihleri arasında Polonya Bilimler Akademisinin davetlisi olarak Polonya'nın Varşova ve Wrocław kentlerinde, müzelerini ve arekolojik alanlarını incelemek ve bbir seri konferans vermek üzere bulundular. Toplantılara Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Yıldız da eşlik etti. Polonya Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Jerzy Duszyński ve Polonya Bilimler Akademisine bağlı Arkeoloji ve Etnoloji Enstitüsü müdürü Prof. Dr. Marian Krzysztof Rębkowski ile görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerde Prof. Dr. Błażej Stanisławski de yer aldı. Toplantılarda İstanbul'da yürütülen Bathonea kazılarının geleceği üzerinden Türkiye-Polonya kültürel ilişkilerinin geliştirilmesi kararlaştırıldı. Konferansın detaylarına kazımızdan haberler linkinden ulaşabilirsiniz.


    Bathonea Kazılarının 2022 sezonundaki sponsoru olan Mercedes-Benz Türkiye destekleri sayesinde harika bir sezon geçirdik. Süer Sülün'ün de açıklamaları olan haberimizin detaylarına haber linkinden ulaşabilirsiniz.


    Milliyet’in arkeoloji keşif değerlendirmesine katılan 20 öğrencinin hazırladığı listeyi, 400 arkeoloji meraklısı değerlendirdi. 10 keşiften oluşan listede ilk sırayı Bathonea’dan divit ve hokka takımı aldı.. Detaylara haber linkinden ulaşabilirsiniz.


    Kocaeli Üniversitesi öncülüğünde yapılan Bathonea kazısında dünyada bir ilk keşfedildi. Detaylara haber linkinden ulaşabilirsiniz.


    Bathonea Antik Kenti, Mercedes-Benz Türk’ün desteği ile gün yüzüne çıkıyor. Detaylara haber linkinden ulaşabilirsiniz.



    Ağustos 2017
    Arkeologlarla Buluşma Polonya Cumhuriyeti Büyükelçisi Maciej Lang, Küçükçekmece Gölü’nün batı kıyısında Firuzköy Yarımadası’ndaki arkeolojik araştırmaları yürüten Türk ve Polonya kazı heyetinin üyeleri Doç Dr. Şengül Aydıngün, Dr. Blazej Stanislawski ve Dr. Haldun Aydıngün ile bir araya geldi. Kocaeli Üniversitesi, Polonya Bilimler Akademisi Wroclaw Arkeoloji ve Etnoloji Enstitüsü ile Wroclaw Üniversitesi Klasik Çağ, Akdeniz ve Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nün beraberce gerçekleştirdikleri proje, Avrupa’nın kuzeyinden gelen halkların Bizans uygarlığıyla ilk doğrudan ilişki kurdukları kültürel ortamın öğrenilebilmesine katkı sağlayacak. Bu proje sayesinde kuzeyden gelen hakların “Bizanslılaşma” süreçleri öğrenilebilecek. Polonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği, Polonya ve Türkiye arasında başarılı her türlü işbirliği biçimini sayfasında memnuniyetle — özellikle de bu ortak çalışmalar burada olduğu gibi dünya kültür mirası açısından önemli keşiflerin yapılmasına yol açan çalışmalarsa, daha da büyük bir memnuniyetle — duyurmakta ve desteklemektedir .
    Polonya Büyükelçiliği Resmi Sitesi İlgili Haberleri :

    Polonya Büyükelçisi Maciej Lang'ın Kültür ve Turizm Bakanlığına ziyareti. Arkeologlarla Buluşma Meeting with archeologists



    __________________________



    Mayıs 2017 16. Kemer Sualtı günleri ve 2. Symposium of Mediterranean Medieval Studies günleri 19-21 Mayıs 2107 tarihinde Antalya Kemer'de yapıldı. Kazı ekibimizin üyelerinin katılımıyla gerçekleşen toplantı ve yarışmaya ilgi büyük oldu.



    __________________________



    “2nd SYMPOSIUM OF MEDITERRANEAN
    MEDIEVAL STUDIES: TURKISH, POLISH AND ITALIAN COMMON PROJECTS” 
    19-21 May, 2017

    Kemer / Antalya

    The Mediterranean gave birth to great ancient and antique civilizations. The region retained its primacy in the early Middle Ages. It became the arena of activity of the Byzantine Empire, the representatives of the Latin world, the Arabs and the Turks. Moreover, the Mediterranean was back then also the direction of expansion of peoples from the North - the Scandinavians, Vikings, Rus’ and Normans. This resulted in, amongst others, permanent expeditions of inhabitants of Eastern Europe to Constantinople, the emergence of Norman Kingdom of Southern Italy and Sicily, and during the Crusades creation of the Principality of Antioch dominated by the Normans.

    The presence of representatives of the North in the Mediterranean zone; contacts of these people with the representatives of the Byzantine civilization, the Latin and Islamic tradition, as well as the legacy of the antiquity; and the cultural context in which occurred studied phenomena are the subjects of two research projects: “The presence of Scandinavians and the Rus’ in the Byzantine Empire” and “the Normans in southern Italy”. The aim of the symposium is cyclical presentation of the results of research carried out under the MEDITERRANEO programme, exchange of experience, results of research and discussion with scholars conducting studies on sites covered in fields of Mediterranean medieval studies including archaeology, history, philology, architecture, numismatics, art history and religious studies.

    This symposium is organized by the Institute of Archaeology and Ethnology of the Polish Academy of Sciences, Centre for Late Antique and Early Medieval Studies in Wrocław in cooperation with Department of Archaeology of Kocaeli University, Underwater Research Center of Selcuk University, Soprintendenza Palermo, Sezione Beni Archeologici of Italy.  

     

    SCIENTIFIC COMMITEE

    Prof. Gościwit Malinowski, University of Wroclaw

    Prof. Przemysław Urbańczyk, Polish Academy of Science, Arch. Ethnology Inst.– Warsaw

    Prof.Dr.Sebastiano Tusa, Italy-Sicilly

    Prof.Dr. Oğuz Tekin, Koç Üniversitesi-Akdeniz Medeniyetleri Müzesi

    Dr. Blazej Stanislawski, Polish Academy of Science, Arch. Ethnology Inst. – Wroclaw

     Prof. Dr. Osman Eravsar – Akdeniz University 
     
      Assoc.Prof.Dr. Şengül Aydıngün, Kocaeli University

    Assist.Prof.Dr. Hakan Öniz, Selçuk University 

    Dr.Murat Karademir, Selcuk University

     

     

    PROGRAM

    19 May, 2017

    Registrations: Selcuk University Underwater Research Center – Akdeniz Cd. No: 25 Kemer-Antalya

    Daily sea tour in Kemer Region 09.00 – 16.00

    20 May, 2017 - Symposium Hall - Kemer

    09.30 Opening Speeches

    10.00 Session 1 : Moderator: Prof. Przemysław Urbańczyk

    B. Stanislawski, S. Aydingun, “Interpretation of the Byzantine settlement and architectural structures and the function of the settlement complex situated on the west shore of Kucukcekmace Lake” 

    A. Kubicka, B. Stanislawski, S. Aydingun, “Ecclesiastical marble architectural details found in nosocomeion building discovered on the west shore of Kucukcekmece Lake”

    H.Oniz, “Middle Age Remains from Underwater Archaeology Research of Turkish Mediterranean”

    M.Karademir “ Middle Age Ships and Seamansip at Eastern Mediterranean”

    12.30 – 13.30 Lunch at The Symposium Hotel

    13.30 Session 2 : Moderator: Prof. Dr. Osman Eravşar

    P. Urbańczyk,

    G. Malinowski,

    C.Öztosun, “Awarness on Underwater Cultural Heritage in Turkey and Poland”

    K.Trutz,

    S. Tusa, “Collaborations on Underwater Archaeology in Sicily”

    15.30 Coffee Break

    15.45 – 17.45 Session 3: Moderator: Prof. Gościwit Malinowski

    H. Aydıngün, “How did Dardanelles and Bosporus were crossed from Mediterranean to Black Sea during the Bronze Age”

     

    Ş. Atik, “Commercial Relations of Constantinopolis in the Light of Glass Findings of İstanbul Yenikapı Marmaray - Metro Excavations and Bathonea Excavations's”

     

    A. Enez,  “Comparison of architectural elements revealed in Bathonea excavations of Kucukcekmece Lake Basin with the samples of the same period”

     

    Ü. Kara, “Zeest 80 Amphorae from Küçükçekmece Excavation (Bathonea) and a Comparison with the other Constantinopolis Examples”

     

    Ş. Aydıngün –H. Öniz, “New Finds on Büyükçekmece Ancient Athyra/Melantias and Port of Angurina”

     

    M. Stefanile, “Underwater Archaeology in Napoli”

    17.45 Coffee Break

    18.00 “Turkish Polish Network of Historical Dynamics and Social Evolution” Official Declaration – Media Meeting

    19.30 Dinner for the celebration of the Network - The Symposium Hotel

     

     

    TURKISH, POLISH AND ITALIAN COMMON PROJECTS WORK SHOP

    21 May, 2017  

    Selcuk University Underwater Research Center –Kemer-Antalya

    13.00 – 17.30

    All attendee, all students at the Center of the University meeting hall, garden and library

     

     

     

    13 Aralık 2016

    10 Ekim 2016

    Credit: DHA.

    POSTED BY: DATTATREYA MANDAL OCTOBER 20, 2016

    Bathonea (or Βαθονεία in Greek) is considered as the ‘long lost’ ancient Greek city (founded circa 2nd century BC) that was finally analysed by 20th century archaeologists, on the banks of Küçükçekmece Lake in what is now Istanbul’s Avcılar district. And this time around, researchers were able to unravel more mysteries of the ancient settlement, with the discovery of around 700 medicinal bottles made of glass or ceramic, known as unguentaria (singular – unguentarium) – dating from circa 7th century AD (620-640 AD). In essence, the period corresponds to the helter-skelter period of the Eastern Roman Empire when its grand capital city of Constantinople was besieged by a joint Avar-Sassanian force in 626 AD. In fact, this particular discovery can possibly provide the first actual evidence of such a conflict that pitted the superpowers of late antiquity.

    Credit: DHA.

    The archaeologists also found mortars, medical tools, spatulas and a big cooker around these bottles, thus suggesting the possibility of a drug production facility existing at this Bathonea site, during the particular time period. As for the significance of the major discovery, this is what Associate Professor (at the Kocaeli University) Şengül Aydıngün, who is also head of the Bathonea excavations, had to say –

    We re-evaluated lots of materials that we unearthed in previous years. We found lots of [medicinal] unguentaria during excavations in 2013 and 2015. We thought that their number was 400 but this year we attached together lots of pieces and saw that the number was nearly 700. This number is really high for an ancient age. This is the highest number of ancient bottles discovered in an archaeological excavation. We delivered most of them to the museum.

    Interestingly enough, the researchers (namely from the Scientific and Technological Research Council of Turkey or TÜBİTAK) also made analysis of the remnants found inside the medicinal bottles. These medications were found to be Methanone (an antidepressant) and Phenanthrene (used for heart disease), and both types were ‘crafted’ from locally available plants. Simply put, the findings allude to a historical scope where the ancient medical practitioners were not only aware of psychological illnesses, but also actively treated such conditions.

    Credit: DHA.

    Finally, as we mentioned earlier, the discovery might just shed some light into the momentous military episode (Siege of Constantinople) involving the invading Avars and the defending Eastern Romans, circa 626 AD. This possibility is fueled by the assessment of particular fire layers from the Bathonea excavation field that hark back to a period between 620-640 AD. Aydıngün made it clear –

    The result of the analysis there may add a new page to Istanbul’s history. The fire is estimated to have occurred between 620 AD and 640 AD, which is an important date range. During these dates, there were attacks against Istanbul from Thrace. There was also a serious attack from the Avar Empire in 626 AD. There is a big group of structures in the field of Bathonea. This structure group was almost demolished by the fire. And the bottles remained under this fire layer. This may be evidence of the Avar attack. Historical documents mention this attack, but we have not found archaeological evidence. If it becomes clear, the Bathonea excavations will be the first archaeological evidence for the Avar attacks.


    -------------------

    Konu ile ilgili diğer linkler:
    Other Links on this subject:


    1 Ağustos 2016

    KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI VE KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ ORTAKLIĞI VE İŞBİRLİĞİYLE YÜRÜTÜLEN KÜÇÜKÇEKMECE GÖL HAVZASI (BATHONEA) KAZILARI 2016 SEZONU BAŞLADI



    İstanbul Avcılar ilçesi Küçükçekmece Gölü Kıyılarında sürdürülen Bathonea kazılarının 2016 sezonu 01.08.2016 tarihinde Bakanlık Temsilcisi Taylan Sümer’in katılımıyla resmi olarak başladı. Bu yıl Kocaeli Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Ege Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Galeri Mağara ve Kuş gözlem gibi araştırma gruplarından 100 civarında bilim insanları ve öğrenci kazıya katılıyor.
    Kocaeli Üniversitesi arkeoloji Bölümünden Prof. Dr. A.Tuba Ökse, Ayşe Çalık Ross ve Yrd. Doç. Dr. Erdal Ünal’ın bilim heyetinde yer aldığı kazılara, yer bilimleri alanında Prof. Dr. Şerif Barış, Adli Tıp ve Antropoloji alanında Prof. Dr. Ümit Biçer danışman olarak katılıyor. İstanbul Üniversitesinden Prof. Dr. Hayrettin Koral kazının Jeoloji ayağına başkanlık ediyor. Bathonea kazılarına 2016 yılında Boeing, Avcılar Belediyesi Başkanlığı, Marport, Arkas Limanı, Elkenz Denizcilik ve Türsab gibi kurumlar destekler sağlıyor.
    Bathonea Kazılarında bugüne kadar antik liman yapıları, İmparator Büyük Konstantin (M.S.330) tarafından yaptırıldığı sanılan dev bir açık sarnıç bir kale kalıntısı ve tabanları mozaik kaplı büyük bir saray- manastır kompleksi, yer altı su kanalları ile antik yollar ortaya çıkarıldı. Bu yapıların içlerinde ele geçen küçük objeler, seramikler, amphoralar yüzyıllar boyu Akdeniz’in Batısından- Doğusuna kadar pek çok antik merkezle (İspanya, İtalya, Sicilya, Fas, Mısır, Lübnan, Fenike, Suriye, Ege Adaları), Karadeniz arasında yapılan yoğun bir deniz ticaretinin varlığını ortaya koydu. Küçükçekmece Göl Havzasında yapılan kazılar, Trakya’da ilk kez Hitit izlerini sunan bölge olması açısından da önemini ortaya koyuyor. 2016 yılı kazıları için Kültür ve Turizm Bakanlığı, Büyük Liman ve Su altı çalışmları için izin verdi. Çalışmalar bu nedenle sualtı ağırlıklı gerçekleşiyor. Selçuk Üniversitesi Su Altı Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezinden Yrd. Doç. Dr. Hakan Öniz başkanlığında bir ekip büyük limanda kazı çalışmalarına başladı.

    __________________________



    __________________________

    17 Eylül 2015

    Ülke Haber
    Aktüel Arkeoloji

    __________________________




    __________________________


    29 Aralık 2014

    __________________________

    23 Aralık 2014


    Ülke TV 'de Turgay Güler moderatörlüğünde ekrana gelen Sıradışı programında canlı yayın konukları Arkeolog Editör Nezih Başgelen ve Arkeolog Haldun Aydıngün ile birlikte kayıp kent Bathonea konuşuldu. Link

    __________________________

    18 Aralık 2014

    __________________________

    17 Aralık 2014

    __________________________

    13 Aralık 2014

    __________________________



    11 Aralık 2014


    Turizmde En Büyük Ödül olarak tanınan Uluslarası Skalite "Turizmde Kalite Özel Ödülü " Bathonea Kazılarına verildi.

    ....

    17. Skalite ozel odulu :

     

    Skalite ozel odulunu bu yil cok ozel bir ekibe vermek istedik.  Onlar buyuk ozveriler ve maddi zorluklar icinde yaptiklari calismalar ile dunya tarihinin yeniden yazilmasina katkida bulunuyorlar.

     

    2007 yılında başlayan İ̇stanbul Tarihöncesi Araştırmaları (i̇ta) ve 2009 yılından beri süren Bathonea kazıları ile daha şimdiden dünya tarihi yazımına yeni bölümler eklediler:

    • İstanbul'un içinde bir arkeolojik kazı sadece İstanbul'un değil, Avrupa'nın da tarihine yepyeni bölümler ekliyor;
    • Küçükçekmece gölünün Avcılar kıyılarında ele geçen cilalı taştan keskici  aletler “Avrupalı çiftçilerin atasının”  İstanbullu olduğunu kanıtladı..
    • Bu kazı sayesinde Hititler ilk kez Balkanlar'a ayak bastılar,
    • Gene bu kazı sayesinde 3600 yıl önce Kıbrıs ve Akdeniz ülkeleri ile İstanbul'un ticaret yaptığını öğrendik.  Yalnız Akdenizle değil, Baltık denizinin kıyılarıyla da bağlantılar ortaya çıktı.
    • Tarihin babası Heredot M.Ö. 1200 lerde Balkanlardan gelen Trak kavimlerinden Friglerin İstanbul Boğazı üzerinden Anadolu'ya geçtiğini söylemişti. Bu geçişin de kanıtlarını Bathonea ve çevresi ilk kez bize sundu.
    • Roma imparatoru büyük Konstantin’in, Başkentini İstanbul’a taşıyınca  göl kıyısına yaptirdigi büyük sarayin kalintilari da bu kazida ortaya cikti…
    • Sadece beş yıldır süren kazıların  şasırtıcı sonuçları dünya çapında “ en büyük keşifler” listelerine girerek ülkemizi gururlandırdı.

     

    Istanbul’un tarihini bildigimizden binlerce yil oncesine goturecek, Hititlerin İstanbul’a  kadar geldigini kanitlayarak İstanbul’un tarihine ve turizmine buyuk bir katki saglayacak Bathonea kazilarini, TC Kultur ve Turizm Bakanligi destegi ile Kocaeli Üniversitesi adina gerceklestiren Bathonea kazilari arkeoloji ekibi baskani sayin Doc. Dr. Sengul Aydingun’e, Skalite ozel odulunu takdim etmekten gurur ve mutluluk duyduk.

     

    ...

     

    Skal sevgi ve saygilarimizla,

     

    Feza Solaklar

    Baskan

    Si İstanbul Kulubu

    __________________________




    24 Kasım 2014

    __________________________




    24 Kasım 2014

    __________________________

    23 Kasım 2014

    __________________________




    13 Ağustos 2014


    Kazılarımıza sponsorluk yapan MARPORT Ambarlı Limanı yetkileri sn. Hakan Genç ve Eyüp Yıldız'a Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener KOMSUOĞLU'nun teşekkür belgeleri iletildi.

    __________________________



    22 Temmuz 2014

    Anadolu arkeolojisinin ve dendrokronolojinin çok önemli isimlerinden Prof. Dr. Kuniholm kazı ve araştırma merkezimizi ve kazı alanını ziyaret etti.

    __________________________


    19 Temmuz 2014
    Bu sezon sadece iki guruba kazı alanımızı gezdirdik. Bunlardan bir tanesi de kısa adı ARİT (American Research Institute in Turkey) olan bilimsel kurumdu. Günün sürprizi ise gelen ziyaretçiler arasında İstanbul Amerikan Başkonsolosu Charles F. Hunter'ın da bulunmasıydı.

    __________________________


    4 Temmuz 2014

    __________________________


    22 Haziran 2014 Bu sezon kazı alanımızı ilk gezen gurup TURSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) organizasyonuyla gelenler oldu. Kazı ve araştırma merkezimizi ziyaret edip, laboratuvar çalışmalarımızı gördükten sonra kazı alanına geçildi ve şimdiye kadar yapılan çalışmalar hem bilimsel hem de turizm potansiyeli ile birlikte anlatıldı.


    __________________________


    21 Haziran 2014 Avcılar Belediye Başkanı Dr. H. Handan Toprak Benli kazı alanını ziyaret edip yapılan çalışmalar konusunda bilgi aldı.


    __________________________


    6 Haziran 2014 Çok önemli bir Bizans uzmanı olan Prof. Dr. Robert Ousterhout ve Amerikan Arkeoloji Enstitüsünün bir önceki başkanı ve Gordion kazıları başkanı Prof. Dr. Brian Rose kazı alanımızı ziyaret ettiler.


    __________________________


    22 Mart 2014 Kültür ve Turizm Bakanlığı Kazılar Dairesi Başkanı Melik Ayaz ve Şube Müdürü Umut Görgülü kazı ve araştırma evimizi ve kazı alanını ziyaret edip incelemelerde bulundular.


    __________________________



    __________________________

    __________________________


    30 Ekim 2013

     

    Küçükçekmece Gölü havzası içindeki Bathonea antik kent kazılarında bulunan erken Hitit yada ‘Hurri izleri’, yılın en büyük keşfi olarak nitelendiriliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle devam eden kazılardaki bu keşifle, Avrupa kıtasında ilk defa Hitit izlerine rastlandı. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, “ İstanbul ’un aydınlanmayı bekleyen bir dönemini ortaya çıkarıyoruz” dedi. Tanrı ve tanrıça olarak iki ayrı yerde ele geçen demir heykelcikler, Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün’ü heyecanlandırdı: “Mezopotamya orijinli eserler İstanbul’un karanlık dönemi olarak bilinen M.Ö. 17 ve 15. yüzyıllarına tarihlenmektedir. M.Ö. 2000’e tarihlenen yine Mezopotamya kaynaklı bitümen (zift), kalay ve seramik parçaları da ele geçti.”


    Mezopotamya orijinli
    İstanbul’daki arkeolojik kazılar şaşırtmaya devam ediyor. Yenikapı ve Pendik’teki neolitik dönem bulgularından sonra Küçükçekmece Gölü havzasında devam eden ‘Bathonea’ kazısında Hurrilerin İstanbul’da izlerine rastlandı. Avrupa kıtasında Hurri yada erken Hitit izlerine ilk defa rastlanıyor. Son yılların en önemli keşfi olarak nitelendirilen buluntular, arkeoloji dünyasını ayağa kaldıracak nitelikte. İki figürin, bitümen (zift, petrolün ham hali), kalay buluntuları ve seramik parçaları M.Ö. 1800’lü yıllara erken Hitit yada Hurri dönemine tarihleniyor. Bitümen sadece Mezopotamya’da çıkıyor ve gemilerin su geçirgenliğini engelliyor. Uzak deniz ticareti bu sayede gelişiyor. Petrol sadece bu bölgede çıktığı için bitümenin başka bölgelere taş kalıp halinde ticareti yapılıyor. Kalay, Tunç Çağı başlangıcında altından bile çok değerli. Kazılarda küp içinde rastlanan kalay, figürinlerin çıktığı yerde bulundu. Kalayın da Asurlular tarafından ticaretinin yapıldığı biliniyor. Ayrıca bu yılki kazılarda aynı yerde 301 tane de ‘Unguanterium’ denilen kutsal su, merhem ya da parfüm için imal edilmiş küçük pişmiş toprak şişeler ele geçirildi. M.S. 5-6. yüzyıllar arasında üretilen bu küçük şişeler ilk defa bir kazıda bu kadar çok bir arada bulundu.


    Tanrıça ve tanrı
    Küçükçekmece Gölü etrafında kazılar 2007 yılında yüzey araştırmasıyla başladı. Çalışma, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ve İstanbul Valiliği’nin maddi desteğiyle 2009’da Bakanlar Kurulu kararıyla Yrd. Doç. Şengül Aydıngün başkanlığında bilimsel kazılara çevrildi. Dört yılda İstanbul’un bilinmeyen pek çok önemli yapısı ile aydınlanmayı bekleyen konular gün ışığına çıkarıldı. Ancak bu yılki buluntular kazı ekibini bile çok şaşırttı. Bazilikal tipte bir dini yapının temelleri kazılırken bulunan Hurri tipi tanrıça heykelciği, 5.4 cm boyunda ve 14 gram. Demirden ve özel kalıpla üretildiği sanılan heykelcik yüzyıllar içinde korozyona uğramış. İkinci heykelcik ise 6.1 cm boyunda, 11 gram. Erkek tanrı heykeli de döküm tekniğiyle üretilmiş.

    Kapı eşiklerinde, yapı temellerinde, ocak altlarında ele geçen bu tür eserler yapı adak heykelciği olarak adlandırılıyor. İçlerinde nikel olmadığı belirlendiğinden meteor demiri değil, cevherden kazanılan demirden üretildiği anlaşılıyor. En erken örnekleri Güney Mezopotamya’da M.Ö. 3000 yıllarında Erhanedanlar döneminde ortaya çıktı. Bu gelenek M.Ö. 18. yüzyıl başına kadar devam etti. Türkiye ’deki kazılarda benzer örnekleri Güneydoğu Anadolu ’da Alalah, Tilmen Höyük ve Zincirli Oylum Höyük’te bulundu.


    Bakan Çelik: Yeni bir sayfa açıldı
    Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik: Ülkemiz pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Üzerinde yaşadığımız topraklar tarih açısından oldukça bereketlidir. İstanbul’da Hitit izlerinin bulunması ve bunun ilk defa ortaya çıkması da bu açıdan bizi çok memnun etti. Kazılarda bulunan iki figürin Hitit ve Hurri dönemine ait. Bu izler bizi 4 bin yıl öncesine götürüyor. İstanbul’un aydınlanmayı bekleyen bir dönemini ortaya çıkarıyoruz. Gelecek yılki kazılar için daha da heyecanlanıyor ve umutlanıyoruz. Bu arkeolojik kazıların turizme de olumlu katkı sağlayacağından hiç kuşkum yok. Kazılara büyük önem ve destek veriyoruz. Bu yıl 30 milyon liranın üzerinde destek sağladık. Tarihi aydınlatan bu önemli çalışmalara desteklerimiz artarak devam edecek. Elde edilen yeni verilerle İstanbul’un ve Anadolu’nun kültürel derinliğinde yeni bir sayfa açılmış oldu. Bu heyecanı herkesle paylaşıyoruz.

    Her yer çalılık ve ağaçlıktı
    İstanbul İl Kültür Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili: 2007 yılında yüzey araştırması için geldiğimizde her yer çalılık ve ağaçlıktı. Bu günleri göreceğimizi açıkçası ummuyordum. Ancak hocamıza güvendik, destekledik. Sayın Bakanımız ve Sayın Valimize teşekkür ediyoruz. Onların desteği ile İstanbul yeni bir tarihi yarımadaya kavuştu. Hurrilerin İstanbul’da izlerinin bulunması ve bunun bilim dünyasında ilk defa ortaya çıkması bu kazının ne denli önemli olduğunu ortaya çıkarıyor. Avrupa’da bulunan ilk izlerine ulaşmak büyük bir keşif. Gelecek yılki kazılar için daha da heyecanlanıyor ve umutlanıyoruz. Kronolojik olarak karanlık bir dönem


    Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün: Biz 2007 yılında İstanbul’un tarihöncesi çağlar araştırmasına başladık. Çünkü Pendik’ten, Fikirtepe’den, Yarımburgaz’dan ve Marmaray kazılarından, ilk neolitik toplulukların yaşadıklarını biliyoruz. Bu toplulukların 1000-1500 yıl kadar izleri kalmış. Onların izleri kaybolduktan sonra ise M.Ö. 7. yüzyılda Yunanistan’dan gelen Megaralıların kurduğu Kalkedon (Kadıköy) ve İstanbul’un merkezindeki Bizantiyon kentlerini biliyoruz. Arada büyük bir kronolojik boşluk var. Yunanistan’da Mikenler, Akalar, Batı Anadolu’da Arzava, Orta Anadolu’da Hititler, Güneydoğu’ya doğru Hurriler, Asurlar, Mısır devletlerinin bulunduğu bir dönem M.Ö. 2000 ve bu döneme ait İstanbul’da hiçbir iz yok. Kronolojik olarak karanlık bir dönem var. Bulduğumuz iki figürin çok tipik erken Hitit ve Hurri dönemine ait diyebildiğimiz heykelcikler. İstanbul’da ilk defa bu döneme ait heykelcikler bulundu. Hitit izleri en batıda İzmir ve Troya’da ele geçmişti, Trakya’da ilk defa bulundu. İki figürinin yanında Mezopotamya kaynaklı M.Ö. 2000’li başka izler de görüyoruz. Özellikle bitümen topluluğu ele geçti, bazı kaplarda kalay bulundu. Butimen ham zifttir, Mezopotamya kökenli. Kalay da Asurlular tarafından Uzakdoğu’dan getirildi ve Anadolu’ya ihraç ettiler.

    __________________________

    Eylül 2013 İstanbul Valiliği tarafından 1-12 Eylül 2013 tarihleri arasında kazımızın belgesel film çekimleri yapılmıştır.


    __________________________


    Eylül 2013 Kocaeli Üniversitesi'nden Prof. Şerif Barış ve Almanya Kiel Üniversitesinden Ercan Erkul'un başkanlığında jeofiziksel yöntemlerden jeomanyetik, jeoelektrik ve jeoradar yöntemleri ile 9 Eylül 2013 günü ölçümler yapılmaya başlanmıştır. Araştırmaya katılan bilimsel araştırmacılar: Kocaeli Üniversitesi : Prof. Şerif Barış, Dr. Ertan Pekşen, Türker Yas, İsmail Kaplanvural ve öğrenciler. Kiel Üniversitesi : Ercan Erkul, Dr. Harald Stumpel ve öğrenciler. Ekip çalışmalarını 12 Eylül'de bitirerek Kazıevimizden ayrılmıştır.


    __________________________


    14 Ağustos 2013 3 yıldır görev yapan Avcılar Kaymakamı Savaş Tuncer Antalya Kepez kaymakamlığına tayin edilmesi sonucu 14. Ağ-2013 tarihinde kendisine bir veda ziyareti yapılmış ve projemize vermiş olduğu desteklerden dolayı teşekkür edilmiştir. Yeni görev yerinde kendisine başarılar diliyoruz.


    __________________________


    2 Ağustos 2013 İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Zeynep Kızıltan ve Müdür Yardımcısı Rahmi Asal 2 Ağustos 2013 tarihinde Araştırma Merkezimizi ve Kazı Alanlarımızı ziyaret ettiler.


    __________________________

    2 Ağustos 2013Prof. Dr. Werner Jobst, 2-08-2013 tarihinde Araştırma merkezimize gelip konservasyon laboratuarımızı ziyaret etti. The Austrian Academy of Sciences, supervised by Prof. Dr. Werner Jobst, undertook to study and preserve the famous palace mosaic and to carry out additional archeological examinations (1983-1997) within the scope of a cooperative project with the Directorate General of Monuments and Museums in Turkey.


    __________________________

     



    23 Temmuz 2013

    İstanbul tarihi için yeni bir sayfa

      

    Küçükçekmece Gölü havzasında bulunan ve henüz adı bile kesinleşmeyen yerleşim İstanbul tarihini silbaştan yazabilir. Kazılar sırasında yerleşimin 300 yılda bir terk edilmesine neden olan fay hattı da bulundu.

    Küçükçekmece Gölü Havzası’nda ilçe sınırı içinde yürütülen ‘Bathonea Kazıları’nda ele geçen mimari yapılar ve buluntular İstanbul tarihine yeni bir sayfa açıyor. Kazılarda antik döneme ait büyük taşlarla oluşturulmuş düzenli su yolu ve dev bir sarnıç, 2 liman, devasa caddeler ve meydan ile saray yapısı olduğu düşünülen büyük bir yapı kompleksi ortaya çıkarıldı. Kocaeli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün başkanlığında yürütülen kazılarda 65 bilim insanı 25 öğrenci ve 60’tan fazla işçi görev yapıyor.

    İstanbul’un merkezinde sayılabilecek Küçükçekmece Gölü kenarında bakanlar kurulu kararıyla sürdürülen kazılar İstanbul Üniversitesi’ne ait arazide devam ediyor. Kazı ekibine göre bölgedeki yerleşim neolitik dönem ve onun da öncesine ait izler taşıyor. Radikal gazetesinin haberine göre; kazı ekibi bir sondaj açmasında’daki depremin şiddetli hissedilmesine neden olan fay hattını tespit etti. Tesadüfen bulunan hattın yüzeye çok yakın olduğu görüldü. Kazı ekibine göre şehrin/yerleşimin 300 yılda bir terk edilme sebebi de yöredeki şiddetli depremler. 

    ’Avcıları sallayan fay
    Jeomorfolog Dr. Hakan Kaya bunu şöyle yorumluyor: ‘‘Küçükçekmece çevresi özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın etkisinde. 1999 İzmit depremi’nden sonra Avcılar’da özellikle göle yakın yerlerde şiddetin ve etkinin fazla olması, gölün batı yamacında da bazı fay hatlarının olduğu şüphesini ortaya çıkarmıştı. İşte bu fay hattının da burada bulunması, antik kentin de bu faydan etkilenmiş olabileceğini gösteriyor.’’

    Henüz adı bile belli değil!
    Yeleşim Bathonea adı ile anılsa da kazı ekibi bunu bilimsel olarak henüz ispat edemedi. Kazı Başkanı Aydıngün ‘‘Buraya şehir demektense yerleşme daha doğru olur çünkü şehir olması için gereken nitelikleri henüz tamamlayamadık. Ama çok büyük yol ve limanlar var’’ dedi. Ekipten Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar’a göre burası bir Roma istasyonu:

    ‘‘Eski çağlarda bazı yerleşmeler var ki şehir ama şehir statüsünde değil. Son araştırmalara göre burası İstanbul ile Balkanlar arasında bir yol istasyonu.

    Kazı ekibi içinde adli tıp uzmanları da var
    2009’da Yr. Doç. Dr. Şengül Aydıngün başkanlığında başlayan kazıların ilk 2 yılı proje hazırlığı ile geçti. 2011’den itibaren başlayan kazılarda çok önemli mimari yapılar, cadde, sokak ve limanlar tespit edildi. Arkeologlar muhtemelen 6. yüzyılda depremle yıkıldıktan sonra mezarlık olarak kullanıldığını düşündükleri bazilika içinde 20’den fazla mezar tespit etti. Kazı ekibi içindeki Adli Tıp uzmanlarıysa mezarlardan çıkan kemikleri inceliyor. Adli Tıp Uzmanı Dr. Ömer Turan insanların ölüm yaşlarının 25 ile 30 olduğunu, beslenme yetersizliği ve paje isimli kemik hastalığı bulgusuna ulaştıklarını söyledi.

    İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili: Büyük bir şehir olduğu ortaya çıktı. O tarihte bu kadar büyük bir yolun ve meydanın olması ayrıca limanlarının da olması bir ticaret şehri olduğunu gösteriyor. 2009’da İstanbul’a ilk geldiğimde ‘İstanbul’da yeni bir tarihi yarımada bulunur’ demiştim, bu sözüm gittikçe güçleniyor. Burası bir taraftan Küçükçekmece Gölü’ne bir taraftan Marmara Denizi’ne bakıyor. Tarihi bir yarımada. Artık büyük fotoğraf ortaya çıkmaya başladı. Bu yıl İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi büyük maddi destek verdi. Sayın valimiz burayla çok yakından ilgileniyor. Buranın kültür turizminde rota haline gelmesini bekliyoruz.

    Kazı Başkanı
    Yrd.Doç. Dr. Şengül Aydıngün:

    Şu an iki alanda kazı yapıyoruz, 9 üniversiteden Kocaeli, YTÜ, İÜ, Kıbrıs, Konya, Madrid, Avusturya Bilimler Akademisi’nden, Hollanda’dan, Almanya’dan biliminsanları geliyor. Biyolog, zoolog, mimar, jeofizikçiler var. 11. yüzyılda büyük bir deprem var, sonra terk edilmiş. Fayların arkeolojik tespitini yaptık. 6. yüzyıldan sonra Roma ve Helenistik izleri de görüyoruz. Demir Çağı’nın izlerini de gördük. Eski İstanbul’a 1 saat uzaklıkta bir yer burası. İstanbul tarihine çok katkı sağlayacak. Yenikapı kazıları bitmek üzere ve orada fazla mimari çıkmadı. Bizim burada mimari buluntu çok fazla. Orada eksik kalan bilgiler burada tamamlanacak gibi görünüyor.


    __________________________

    4 Temmuz 2013İstanbul İl Kültür Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili Araştırma Merkezimizi ve kazı alanımızı 4 Temmuz 2013 günü ziyaret etmiştir.


    __________________________


    2011 'den itibaren kazılarımıza muhteşem hava fotoğrafları ile katkı sağlayan sevgili Bilim Heyeti Üyemiz MURAT ÖZTÜRK
    19 Mayıs 2013 tarihinde dünyamızdan ayrılmıştır..

    __________________________

    2 Ocak 2013 tarihinde, Scientific American dergisinde, Jennifer Pinkowski imzası ile, kazı ile ilgili bir yazı yayınlanmıştır.

    __________________________

    3 Eylül 2012Avcılar Belediye Başkanı Sn. Mustafa Değirmenci 3 Eylül 2012 tarihinde Kazı Evimizi ziyaret etmiştir .


    __________________________


    18 Aralık 2012

    İstanbul'un en eski su yolu Bathonea’da bulundu

      Küçükçekmece Gölü Havzası'nda yürütülen Bathonea Kazıları’nda, arkeoloji dünyasında ilgiyle karşılanan ve İstanbul'un tarihinde yeni bir sayfa açacak kalıntılara ulaşıldı. Bathonea antik kenti kazı alanında, büyük taşlarla oluşturulmuş düzenli bir su yolu ortaya çıkarıldı.

    ... devamı :

    __________________________


    24 Ocak 2012 tarihinde, New York Times'ın SCIENCE (bilim) ekinde, Jennifer Pinkowski imzası ile, kazı ile ilgili iki sayfalık bir röportaj yayınlanmıştır.

    __________________________

    7 Temmuz 2011İstanbul Valisi Sn.Hüseyin Avni Mutlu 7 Temmuz 2011 tarihinde Kazı Alanımızı ziyaret etmiştir .


    __________________________


    4 Ağustos 2010

    __________________________


    16 Ekim 2008

    __________________________


     

    T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kocaeli Üniversitesi adına yürütülmektedir .

    © Bu sitede yer alan tüm yazı ve resimlerin kullanılabilmesi için kazı başkanlığından izin alınması zorunludur

  • Us
  • Us